Ceza hukuku, hukuk düzeninin ayrılmaz bir parçasıdır. Kamu hukuku- özel hukuk ayırımı tartışmaları bir yana, ceza hukuku, niteliğinin bir gereği olarak katıksız bir kamu hukukudur. Bu hukuk düzenini vurgulayan özellik, en azından Kara Avrupası Hukuk Düzenlerinde kendisine ismini veren cezadır. Suç ve ceza insanın yazgısıdır. Nerede suç varsa orada ceza vardır. Tüm çabalarına rağmen, insan, suçun ve cezanın olmadığı bir toplumu hala gerçekleştirilebilmiş değildir. Ufukta görünen yeni bir şey de yoktur. Herhalde, bu, insan zihninde, sadece bir özlem, bir ideal olarak kalacaktır. Ceza, ödülün karşıtıdır. Öyleyse, ceza, haz vermez, acı verir. Bu, insanın en çok esirgenmesini gerektiren hukukun, ceza hukuku olması demektir.
Gerçekten, bugün, uygar toplumlar, insan haklarını, gerçekleştirilmesi, korunup kollanması gereken en yüksek toplumsal bir değer saymaktadırlar. O yüzdendir ki, uygar bir toplumun ceza hukuku, insan haklarının özrü değil, tam tersine, teminatı olmak zorundadır. İnsanlık tarihi, karanlık dönemlerin olmasına rağmen, insan haklarının teminatı olacak bir ceza hukukunun, ancak kaynağı salt beşeri irade olan bir ceza hukuku olduğunu göstermiştir. O nedenle, tek deney verisi hukuk, ceza hukuku, kaynağı sadece beşeri irade olan hukuktur. Kaynağı salt beşeri irade olan hukuk, ceza hukuku, laik ceza hukukudur.
Ceza Hukuku mevzuatı kapsamında, savcılıklar ve ceza mahkemeleri nezdinde Ceza Hukuku mevzuatı kapsamında görülen ceza davaları ve soruşturma aşamalarında verilmektedir.
Bu Bir CSC GRUP Projesidir.